Lojistik Sektörü İçin “Eğitim”

Eğitim, şüphesiz hayatımızın her alanında vazgeçilmez bir unsurdur. Sektörümüz için eğitim ise inanın olmazsa olmazlardan.

 

Ülkemizde 2000 li yılların başında 1-2 üniversitede başlayan lojistik eğitimi bugün itibariyle 30’ un üzerinde ön lisans, 17’si lisans, 12’si yüksek lisans ve 3’ü doktora olmak üzere çeşitli okullarda  sunulmaktadır.

 

Sektörde ise durum biraz farklı, firmaların belli başlı konuları anlamış, CMR, konşimento gibi evrakları en az birkaç kez görmüş ve pratikte hazırlamış, teslim şekillerini bilen, dünyayı tanıyan, ülkeler arası saat farklarını ve ülkelerin coğrafi konumunu bilen, son ekonomik durumlarını takip etmek isteyen ve edebilen, sektör için olmazsa olmaz, kural koyucu ve denetleyici kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olan bireyleri bünyesinde bulundurmak istediklerini bilmekteyiz.

 

Sektörümüz için öğrenci yetiştiren kurumların; sektör ile ne denli iç içe çalıştığı, sektörün ve dünyanın taleplerini karşılayabilecek hangi oranda öğrenci yetiştirdiği ise maalesef ülkemiz ve sektörümüz için çok iyi bir tablo olmayarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Şüphesiz ülkemizde her bölümde olduğu gibi lojistik bölümünü de istemeden tercih etmek zorunda olan öğrenciler olabilir, başkalarına göre bir adım ileride giderek bu bölümden eğitim alıp mezun olabilirler ancak unutulmamalıdır ki işimiz pratikte algılanması ve  akabinde uygulanması gereken bir alan olduğundan, kişinin, ilgili bilgilerini kısa sürede isteyerek işine yansıtması gerekmektedir. Aksi durumda birçok lojistik mezunun sektör dışında da çalışmak zorunda kaldığını hepimiz görmekteyiz.

 

Bu anlamda okullarımızın, sektörümüz için ne denli gerekli bilgileri öğrencilere aktardığı, ne denli onları iş hayatına hazırladığı tartışılması gerekir. Hepimizin öğrencilik yıllarından tecrübe ettiği birşey var; sadece bahar aylarında sınavlar öncesi okullarımıza davet edilen şirket yöneticileri ile bir saatlik söyleşi ya da rastgele  ayarlanan bir ay süreli yaz stajları sizce yeterli midir? Bahsi geçen aksaklıklar ve talepler ile ilgili olarak, sektöründe önde gelen dernekler ve eğitim veren kuruluşlar arasında çözüm önerileri ile belirlenen yol haritası üzerinden hareket edilerek ilerlenmesi gerektiği kanısındayım.

 

Birçok söyleşi, okul ziyaretlerimiz ya da işe alımlar sırasında gözlemlediğim; kişilerin sektör bilgisi olarak ciddi eksiklikler ile iş hayatına atılarak sektörün karşısına çıktığıdır.

Bireysel gelişim isteğini, okullarımızın kişilere aktaramayacağını biliyorum. Burada o bölümü tercih eden öğrencilerimize çok iş düşmektedir. Ancak belli bilgi ve kuralları iletmeden, çok hızlı bir şekilde yayılan ve her tarafta lojistik bölümünün reklamlarını gösterime sunan kişilerin de eğitimi bu kadar fazla ekonomik rant aracı olarak öne sürmesine şahsım adına üzülmekteyim. İlgili bölümlerimizde sektör geçmişi maalesef olmayan ve sektöre çok uzak eğitimcileri görmek de mümkün. Gelişen ekonomimizde lojistiğin payının her geçen gün artacağını hepimiz bilmekteyiz: Örneğin, bugün kullanım oranı çok yüksek olan yeni ürün akıllı cep telefonlarının, sadece Uzakdoğu’da üretilip dünyanın her noktasında aynı anda satışa sunulması, hepimizin bildiği üzere sadece lojistik destek ve altyapı ile sağlanabilmektedir. Bu anlamda  sektörde faaliyet gösteren, sektöre girmek üzere eğitim alan herkese ciddi iş düştüğünü aktarmak isterim.

 

Eğer bizler, eğitime gerekli önemi vermezsek, ülkemizin birçok sektörde olduğu gibi lojistik alanında da belirli paraların ve zamanın harcandığı ancak öğrencilerin konudan bir haber olduğu öte yandan dünyada çok önemli bir yere sahip olan sektörümüzün, ülkemizde çok çok ağır adımlar ile geliştiğini görmemiz kaçınılmaz olacaktır. 


21.08.2014 Perşembe
Anahtar Kelimeler
Yazarlar

Taner AKSOY

Ülkemizde Üniversite Mezunlarının İstidahımı ve Sektörümüzde* Durum

E-Dergi Son Sayımız