GÜVEN: GLOBAL DENEYİMİMİZLE TÜRKİYE PAZARINA MÜKEMMEL VE GÜVENİLİR BİR HİZMET ALTYAPISI SAĞLIYORUZ.
Türkiye hava kargo taşımacılığına yeni giriş yapan ECS Group iştiraki Globe Air Cargo Türkiye’nin Genel Müdürü Sayın Ersun Güven ile röportaj gerçekleştirdik.
29.06.2015 Pazartesi

Türkiye’de yakın zaman önce faaliyetlerine başlayan Globe Air Cargo Türkiye’nin Genel Müdürü Ersun Güven ile gerçekleştirdiğimiz röportajda Globe Air Cargo Türkiye’nin faaliyetlerinden ve Türkiye’deki sektörün genel durumundan konuşma imkânı bulduk. Globe Air Cargo Türkiye olarak, şu anda Ukraine International Airlines, Brussels Airlines, SkyGreece, Aeromexico, Corsair ve grubun havayolu markası Air Niger Cargo ‘nun GSA temsilciliklerini yaptıklarını belirten Güven; DGR, AVI, VAL, VUN gibi birçok ürün için acentelerin taleplerine cevap verebildiklerini açıkladı.

 

Sayın Ersun Güven ile gerçekleştirdiğimiz röportaj metnimi aşağıdaki gibidir.

 

Bize kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?

 

1982 Istanbul Dogumluyum. 2005 yilinda Tasarım ve Reklamcılık ile iş hayatına başladım. 2008 yılında girmiş olduğum havacılık sektöründe tüm kademelerde bulunarak Operasyon, Satis Pazarlama organizasyon ve yönetiminde uzmanlaştım. 2015 itibariyle kariyerime, Globe Air Cargo Genel Müdürü olarak devam etmekteyim.

 

Bize ECS Group’tan ve faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? ECS Group, Globe Air Cargo markası ile Türkiye pazarına girmesi sektöre nasıl kazanımlar sağlayacak?

 

ECS Group, 1998 yılında Amerika, Kolombiya ve Ekuador bölgelerinde hizmet veren bir şirket olarak kuruldu ve bugün 37 ülkede 100’ü aşkın ofisi ve 1 milyar dolarlık cirosu ile dünyanın en büyük GSA grubu haline geldi. Bu süreç içinde GSA odağını koruyarak, bünyesine kattığı ACMI, Charter, Yer hizmetleri ve Havayolu firmaları ile çözüm altyapısını çok güçlü bir hale getirdi.

 

Globe Air Cargo ise, grubun ilk ve en büyük markası.

 

Büyüme stratejisi kapsamında 2012 yılında Hindistan pazarına giren ve bugün Hindistan ‘da 16 şube ve 100 çalışana ulaşan ECS Group ‘un büyüme konusundaki deneyimini, diger büyük ve gelişmekte olan ekonomi ve hava kargo pazarlarına uygulama istegi ile Globe Air Cargo Türkiye olarak, Mart 2015 itibariyle Türkiye Hava Kargo Pazarına girdik.

 

Globe Air Cargo olarak 20 yılı aşkın yerel ve global deneyimimizle Türkiye pazarına mükemmel ve güvenilir bir hizmet altyapısı saglıyoruz.

 

Bu yapımızın getirdigi tüm avantajları pazarın hizmetine sunarak, eşsiz bir çözümcülük anlayışı getiriyoruz. 

 

Globe Air Cargo Türkiye’de hangi havayollarının GSA’lığını yapıyor? Sunduğu servis ve imkânlardan bahseder misiniz?

 

Globe Air Cargo Türkiye olarak, şu anda Ukraine International Airlines, Brussels Airlines, SkyGreece, Aeromexico, Corsair ve grubun havayolu markası Air Niger Cargo ‘nun GSA temsilcilikleri ile Rusya, Meksika, Amerika, Kanada, Türki Cumhuriyetler ve Afrika ‘nın niş destinasyonlarına hizmet veriyoruz.

 

Tüm destinasyonlara, genel kargonun yanısıra DGR, AVI, VAL, VUN, gibi bir çok ürün için çözüm sunuyoruz.

 

Ukraine International Airlines’ın uçuş günleri ve uçuş gerçekleştirdiği uçak tipleri nelerdir? Ne kadar bir kapasite sunuyor?  İyi servis verdiğiniz destinasyonlar hangileridir? DGR, VAL, HUM, PER tipi kargolara servis verebiliyor musunuz?

 

Ukraine International Airlines ile İstanbul’dan haftanın her günü; ikisi Kiev biri Odessa olmak üzere günde üç ucusumuz bulunuyor. Bunun dışında Antalya ‘dan yaz aylarında yoğun charter seferlerimiz var.

 

Uçak tiplerimiz B737 yolcu ucagi serisi. Türkiye hattında genellikle B737-300 ve B737-800 tipi uçaklarla hizmet sagliyoruz. Bu baglamda şirketimiz, Türkiye pazarına ayda ortalama 200 ton kapasite sunuyor.

 

Başta Kiev olmak üzere New York, Helsinki, Chisinau, Astana, Vilnius, Riga ve Minsk yogunlukla tercih edilen servislerimizden. Bu ve diger varış yerlerine, oldukça geniş yelpazede ürün taşıyoruz.

 

Tüm Genel Kargo, DGR PAX, VAL, HUM, PER, VUN, AVI ürünlerine hizmet verebiliyoruz.

 

Kiev destinasyonu Türk bayrak taşıcısının freighter servisi verdiği bir nokta. Rekabet konusunda nasıl farklılaşıyorsunuz?

 

Türk Bayrak taşıyıcımız dünyanın en büyük network’lerinden birine sahip, ülkece iftiharımız. Durum böyle olunca, rekabet ilişkisine düşmemek gerçekten zor. Ancak bu konuda pek sıkıntı yaşamıyoruz, zira bayrak taşıyıcımızın kargo uçağına karşılık bizler yolcu uçağı işletiyoruz. Geneli paletli ve büyük kargolarda zaten rekabet kendiliğinden ortadan kalkmış oluyor.  Bunun yanısıra, mevcut kapasite kullanımının network ‘deki diger destinasyonlar ile dengeli bir dağılım göstermesine özen gösteriyoruz. Bu durum, bir yandan kapasitemizi en iyi sekilde kullanmamıza olanak verirken, tek destinasyon riskini de üzerimizden alıyor.

 

Brussels Airlines ile offline olarak servis veriyorsunuz. Havayolu özellikle Afrika’da birçok destinasyona geçiş verebiliyor.  Tabi ki yolcu öncelikli planlama yapılmalı ama havayolu kısa vadede İstanbul seferleri planlıyor mu?

 

Bahsettiğiniz gibi Brussels Airlines’a offline olarak hizmet veriyoruz. Bunun dışında, gelecekteki planları ile ilgili bilgi sahibi değiliz.

 

Sizce Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen sorunlar nelerdir? Bu sorunlara olan çözüm önerileriniz nedir?

 

Lojistikte hıza ihtiyaç oldugu sürece, ülkemizde hava kargo da gelişme de ivmesini koruyacaktir. Bu nedenle baskılayıcı unsurların üzerinde durmak daha doğru olur.

 

Öncelikle Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı, global hava kargo pazarının çektiği sıkıntıları çekiyor. Global Krizden sonra IATA verileri – özellikle büyük üreticilerde, maliyeti düşürmek adına üretimde optimizasyon saglanarak lojistiğin gemiye kaymaya meyilli olduğunu gösteriyor. Gene IATA verileri gosteriyor ki, Gemi lojistigi hız anlaminda kendini geliştirirken, hava kargo degisik sebeplerden ötürü transit süresini 3-4 gün arttırmış durumda. Krizden ötürü düşen fiyatlar ise, hizmete yansıyor. Tüm bunlara ragmen, hava kargo lojistik kanallarının en maliyetlisi olarak tacını kaptırmıyor.

 

Son yıllarda küresel ekonomideki çalkantılar üretimi frenliyor. Bunun yarattığı Kapasite – Yük dengesizliği ise, fiyatları daha da baskı altına alıyor. Bu da açıkçası, sektör açışından çok da gelişime açık bir ortam yaratmıyor.

 

E-Freight uygulaması sürecin hızlanması adına büyük bir fırsat, ancak gümrük, kendi sistemindeki işlem ve degisimler konusunda varolan yüksek bürokrasi nedeniyle, e-freight’e entegrasyon konusunda en zorlu birimlerden biri. E-Freight programı için uzun vadeli bir devlet destek ve anlayışı gerekiyor.

 

Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektöründe GSA (General Sales Agency) pazarı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sektörde 20’den fazla GSA bulunuyor ve SHGM tarafından her hangi bir denetime tabi değiller. Sektörün bu tarafına daha iyi servis standardizasyonu için nasıl önlemler getirilmelidir?

 

GSA ‘lerin genel faaliyet alanlarının satış aktivitesi olduğu düşünüldüğünde, iyi servis GSA’ler için bir farklılık kriteri olarak öne çıkıyor. İşin tanımı uçuş güvenliğini tehlikeye atacak bir nitelik taşımadığından denetime ihtiyaç duyulmuyor, ancak IATA bu konuda bir adım atarak, belirlediği servis standartları nezdinde GSA’leri bir süredir akredite ediyor. Bu bir denetleme mekanizması olmasa da, hizmetin IATA tarafından tescillenmesi hizmet kalitesinin belgelenmesi açısından önem taşıyor.

 

Türkiye’de hem GSA olup hem de IATA Agency olan birçok firma var. Forwarderlik de yapan bu firmalar için havayolları, IATA, SHGM, Rekabet ve Türk Ticaret Kanunları nazarında bir kısıtlama yok. Buna rağmen bu durumu etik buluyor musunuz?

 

Bir GSA ‘in bütün müşterilere eşit mesafede durması gerekiyor. Bu durumda GSA ‘lik yapan Forwarder ‘in rekabet ortamında kendi lehine fayda sağlayabileceği düşünüldüğünde, ciddi bir etik sorunu ortaya çıkıyor.

 

Bunun yanısıra Forwarder ‘larin kendi içindeki rekabeti, GSA ‘lik yapan forwarder ‘larin pazara erişimini ciddi ölçüde kısıtlıyor.

 

Bu noktada biz, pazarda varlığını güçlendirmeyi ve geliştirmeyi amaclayan havayolları için odak avantajımızı koruyoruz.

 

3. Havalimanının Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektörünü nasıl etkiyeceğini düşünüyorsunuz? Şu anda alınan ihalede hava kargo terminali hakkında net bilgi veya detay olmasa da lokasyon ve diğer şartları değerlendirdiğinizde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor.

 

Türkiye’ye uçmak isteyen bir havayolu açısından baktığımızda Atatürk Havalimanından slot almak imkânsız, Sabiha Gökçen Havalimanı da kapasitesini zorluyor. Bu noktada 3. Havalimanı projesi çok önemli bir gereksinim olarak karşımıza çıkıyor.

 

3. Havalimanı, lojistik aktivitelerini şehirin yogunlugundan uzaklaştıracağından ve hava kargo adına oldukça olumlu bir etki yaratacağını düşünüyorum.

 

Rahatlayan havalimanı kapasitesinin de çekeceği yeni havayolları ‘nın da GSA ‘ler için güzel fırsatlar doğuracağına inanıyorum.

 

Bir diğer yandan da, havalimanı hizmet ücretlerinin işletilen uçaklar için ciddi bir maliyet oldugu göz önüne alındığında, proje maliyetinin göndericiye, dolayısıyla hava kargo pazarına ne derecede yansıyacağı, açıkçası benim de oldukça merak ettiğim bir konu.

 

Anahtar Kelimeler
Bu habere ilk yorum yapan siz olun!

Facebook Yorumlar

Yazarlar

Taner AKSOY

Ülkemizde Üniversite Mezunlarının İstidahımı ve Sektörümüzde* Durum

E-Dergi Son Sayımız