GÖKTÜRK : GÜCÜMÜZ 100 YILI AŞKIN BİR SÜREYE DAYANAN BİLGİ VE DENEYİM BİRİKİMİNDEN GELİYOR
Değerli kargo taşımacılığında Dünyada ve Türkiye’de haklı bir ünü olan Loomis Türkiye’nin Uluslararası Hizmetler Müdürü Sayın Volkan Göktürk ile bir röportaj gerçekleştirdik.
08.01.2015 Perşembe

- Bize kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz? Loomis’e ne zaman katıldınız ve hangi görevlerde bulundunuz?

 

2001 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra sektöre Lufthansa Cargo AG ile giriş yaptım. Lufthansa‘da ki temel öğrenimlerin sonrasında havayollarına kıyasla çok daha dinamik ve ticari yönü olan forwarding kısmına geçiş yaptım. Hem yerli, hem de global birkaç firmada deneyim kazanmam sonrasında 2010 yılında değerli kargo taşımacılığını keşfettim ve bu tarih itibariyle sektörümüzün bu kolunda yönetici olarak görev yapıyorum. Loomis’te ise Mayıs 2013’den itibaren Uluslararası Hizmetler Müdürü olarak görev yapıyorum. Hava kargo başlı başına bir uzmanlık alanı iken, bu sahanın ayrıca bir kolu olan değerli kargoda uzmanlaşmak benim için son derece heyecan verici oldu.

 

- Loomis’in global faaliyetleri, uzman olduğu alanlar, Türkiye’deki yatırımları ve çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Dünyanın en büyük nakit yönetim ve değerli kargo lojistik şirketlerinden Loomis, 1852 yılında başladığı yolculuğuna bugün; dünya genelinde 20 bölgede, 400’den fazla şube ofisinde, 20 binden fazla uzman personeliyle, nakit ve değerli madenlerin sınır ötesi nakli, değerli eşyaların depolanması ve genel lojistik çözümleri olarak üç farklı alanda hizmet sunuyor. ABD, Almanya, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dubai, Finlandiya, Fransa, Hong Kong, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, Norveç, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Türkiye olmak üzere toplam 20 bölgede hizmet veren Loomis, global olarak her gün 10 milyar Euro değerinde nakdi işleyip naklediyor ve 100 bin adet müşteri noktasına uğruyor.

 

Türkiye’de de sektörünün en aktif şirketlerinden biri konumunda bulunan Loomis, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Tekirdağ, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Muğla, Samsun ve Trabzon olmak üzere 15 şehir, 18 şubede uluslararası ve yurt içi kıymetli ya da küçük paket taşımacılığı, marker, yemek çeki, hediye çeki, bilet vb. taşımacılığı ve fuar organizasyonlarına taşıma, gümrükleme, kasalama hizmetleri veriyor.

 

- Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektöründe gerçekleştirilen değerli kargo taşımacılığı pazarı hakkında bilgi verebilir misiniz? Pazarın hacmi ne kadar? İthalat yoğun bir pazar mıdır ihracat yoğun bir pazar mı? Altyapımız, mevzuatlarımız ve sektör temsilcisi kimseler bu konuda yeterli midir?

 

Türkiye, küresel ölçekte değerlendirdiğinizde kuyum ve mücevher üretiminde/ihracatında dünyada önemli bir yere sahip, buna paralel oluşan talep doğrultusunda ise altın/gümüş ithalinde büyük rol alıyor. Altın madenciliğinde Avustralya, Rusya, Çin gibi devlere kıyasla çok daha düşük bir hacmimizin olması ve İstanbul’un henüz Londra, Zürih, Hong Kong gibi bir finans merkezi olamayışı ise değerli kargo pazarını negatif yönde etkileyen unsurlar.

 

Sektör temsilcileri arasında Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nı veya İstanbul Kuyumcular Odası gibi kurumları sıralayabiliriz.

 

- Hava kargo taşımacılığındaki VAL (Valuable Cargo) taşımalarında haklı bir ününüz var. Müşterilerinizin karşısında nasıl bir altyapı ile çıkıyorsunuz ve bu alanda güçlü olmayı nasıl başarıyorsunuz?

 

Loomis olarak gücümüz her şeyden önce, kökleri 100 yılı aşkın bir süreye dayanan bir bilgi ve deneyim birikiminden geliyor. Bu birikimleri en güncel güvenlik teknolojileriyle birleştiriyoruz ve müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda sürekli yenileniyoruz.

 

Faaliyet gösterdiğimiz her ülkede zırhlı araçlar, silahlı güvenlik personelleri ve yerel yasalara uygunluk kapsamında bir altyapı oluşturuyoruz ve müşterilerimize geniş bir hizmet ağı sunuyoruz.

 

- Havayollarının Türkiye ofisleri, yetkili GSA’lar ve antrepolar VAL taşımalarında gerekli ekipman ve donanıma sahipler mi? Bu konuda yaşadığınız sorunlar var mı?

 

Havayolları’da aynı biz forwarderlar gibi değerli kargo konusunda ancak uzmanlaşma neticesinde hizmet sunabiliyorlar. Bu noktada özellikle Swiss ve Lufthansa Havayolları küresel ölçekte büyük bir pazar payını yönetiyorlar. Türkiye pazarına baktığınızda ise THY bu alanda son derece başarılı ve gerekli yatırımları yapmış bulunuyor. Özellikle yeni tesislerinde kasalama alanı, zırhlı araç park yerleri gibi konularda THY’nin uluslararası standartları yakaladığını gözlemleyebiliyoruz.

 

- VAL taşımaları hakkında üyesi olduğunuz networkler veya otoriteler var mıdır? Faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? 

 

Üyesi olduğumuz otoritelere The European Security Transport Association (ESTA)’yı örnek verebilirim. Loomis CEO’sunun dönem başkanlığını gerçekleştirdiği bu organizasyon sektörün uluslararası standartlarının belirlenip uygulanmasında büyük rol oynuyor.

- Türkiye henüz fazla yol alamasa da gerekli altyapısının oluşturulmaya çalışıldığı E-Freight projesi hakkında ne düşüyorsunuz? Sizce tam anlamıyla ne zaman E-Freight’e geçiş sağlayabiliriz.

 

Tüm sektörü değişime zorlayacak olan bu proje gayet önemli, iş yapış şekillerimizin değişmesiyle birlikte kazanımlarımız olacak. Fakat elbette Türkiye’de e-freight projesinin tam anlamıyla uygulanabilmesi için çok ciddi zamana ihtiyaç olacaktır maalesef. 

 

- VAL taşımaları yoğun olan acenteler için bir kıstas sayılmaz belki ama IATA CASS sıralamasını önemsiyor musunuz? Sıralamaya dair 2015 yılı için bir hedefiniz var mıdır?

 

CASS sıralamaları başarı ölçümlerimizde hiçbir zaman rol almadı. VAL taşıyan firmalar için işin niteliği gereği zaten bu sıralamalar önem taşımaz fakat diğer tüm genel kargocular için de bu sıralamanın çoğu kere yanlış hedeflere yönelttiği veya yanlış değerlendirmelere yol açtığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü bir firmanın başarı veya başarısızlığını belirleyen karlılık, verimlilik gibi alanlar zaten keskin standartlarla tanımlanmıştır.

 

- THY’nin acentelere uyguladığı teşvik politikası hakkında ne düşüyorsunuz? Mevcut uygulaması ile yüksek teşvik elde eden acentelerle rekabet konusuna nasıl çözüm getirmeye çalışıyorsunuz ?

 

THY teşvik politikasının isabetli bir uygulama olduğunu düşünüyorum çünkü işlem hacmi yükseldikçe alım gücünün artışı, yani maliyetlerin düşmesi son derece olağan bir durum. Acenteler arası rekabetteki asli sorun, tüm rekabetin yalnızca fiyatlar üzerinden yürütülmesi. Her ne kadar çoğu zaman müşteri beklentilerinin de fiyatlarla sınırlı kalması etkili olsa da, biz acenteler olarak farklı yöntemler benimsemek yerine ilk akla gelen ve en kolay yol olan fiyat rekabetine yöneliyoruz. Halbuki müşteri portföyünün çeşitlendirilmesinde ucuz fiyat dışında uygulamalar geliştirebilmeliyiz.

 

- Atatürk Havalimanındaki acente ofislerinin uçak park yeri ve kapasite sorunu nedeniyle inşa edilen yeni tesislere taşınılması gündemde. Bu değişiklik nedeniyle ofis kiraları konusunda bir maliyet artışı söz konusu olacak. Konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Evet, yeni tesislerdeki ofis kiralarının daha yüksek olması beklenen bir gerçek. Ancak yeni tesislerin kalite ve fonksiyonellik açısından birçok avantaj sunacağı da öngörülüyor. Bu nedenle değişimin olumlu yönde olacağına inanıyoruz.

 

- Sizce Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen sorunlar nelerdir? Bu sorunlara olan çözüm önerileriniz nedir?

 

En önemli sorunlardan bir tanesi hiç şüphesiz yukarıda kısaca değindiğimiz tüm rekabetin fiyat odaklı gerçekleşmesi. Bu sorun da zamanla ticarete bakış açısının değişmesiyle çözülecektir.

 

Bu habere ilk yorum yapan siz olun!

Facebook Yorumlar

Yazarlar

Taner AKSOY

Ülkemizde Üniversite Mezunlarının İstidahımı ve Sektörümüzde* Durum

E-Dergi Son Sayımız