PROJECT SELFIE’NİN DEĞERLENDİRMELERİ, IATA’YI DOLULUK ORANINDAKİ HESAPLAMALARI GÖZDEN GEÇİRMEYE İTTİ
Bir iddiaya göre, geçen yıl yapılan ve doluluk oranlarının yeniden değerlendirildiği “Project Selfie” programına göre bazı seferlerde, hesaplamanın sadece ağırlıkla yapılması, havacılık sektöründe yanlış verilere neden oldu.
24.01.2018 Çarşamba

İddiaya göre bazı seferlerdeki doluluk oranlarında %27’lik bir yanlışlık yapıldı.

 

Project Selfie’nin mimarı Niall van de Wouw, “İki hesaplama arasındaki fark çok büyük. Böyle bir farkın bir işletmede yapılması, işletmeyi zirveye çıkarır ya da batık gösterir. Ya da yolcu taşımacılığında %27’lik eksik bir hesaplama, işleri başka noktaya getirir.” dedi.

 

Ortalama doluluk oranı hacim bazlı hesaplandığında %66, ağırlık odaklı hesaplandığında ise %56 çıkıyor. Dinamik doluluk oranı da göz önüne alındığında çıkan %71’lik ortalama, ağırlık ile dinamik bazlı hesaplamalarda %27’lik bir farkı ortaya koyuyor.

 

Kapasitenin sıfır olduğu ve ücretlerin tavan yaptığı Kasım ayında, yetkililer tarafından yapılan hesaplamada doluluk oranının sadece %49 olduğu tespit edildi.

 

Van de Wouv şöyle devam etti: “Sadece bir cümle yazıp %47 diyerek ve sektörün dinamiklerini göz ardı edilecekse, hiç yayınlanmaması daha iyi. İnsanlar hangisine inansın? Yarım dolu uçaklara mı, tavan yapmış fiyatlara mı?”

 

Van de Wouv ayrıca yapılan doluluk oranı hesaplamasında kullanılan verilerin alındığı havayollarının, küresel piyasanın %25’ini temsil ettiğini belirtti: “Aslında sayılardaki farklılık değil de bölgesel farklılıklar beni en çok şaşırttı. Asya ve Atlantik’e giden kargolarda, %6 ve %20’lik farklılıklar bulunuyor. Bu değişikliğin arkasında yatan neden ise Asya çıkışlı kargolardaki kapasite baskısı. Asya kargolarının fiyatlarının yüksek olması ve ürünlerin yapısı, havayollarını motive ediyor ve palet kapasitelerini azami noktaya çıkarmalarını gerektiriyor. Ancak Atlantik’te durum tam tersi ve düşük fiyatlar ve baskı, bu motivasyonu da azaltıyor.”

 

Sekiz hafta süren çalışmaya katılan 19 büyük havayolunun katılması sonucunda ortaya çıkan bir başka ilginç gerçek ise, hiçbir iki havayolunun doluluk oranında aynı sistemi kullanmıyor olmasıydı.

Van de Wouv devam etti: “Belli bir standart yok. Bu kadar havayolunun çalışmaya katılması çok önemli ve her havayolunun bu çalışmaya katılma amacı farklı olsa da, ağırlık odaklı hesaplama asla ölçüt olamaz.”

 

Kargo doluluk oranlarının “sektörde uzun zamandır kullanılan ölçme araçları ve üye havayollarının paylaştığı bilgiler” ışığında hesaplandığını belirten IATA, konuyu araştırdıklarını belirtti.

 

IATA Kargo Şefi Glyn Hughes’un konuyla ilgili düşünceleri ise şöyle: “Sektör geliştikçe, taşınan ürünler de değişti. Sektördeki her ölçüt gibi bu konu da düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Bu yüzden, sektör uzmanlarından oluşan bir grubu bize katılmaları ve konuyu detaylı olarak gözden geçirerek çözümler bulmaları için davet ediyoruz.”

 

Van we Wouw, haberi olumlu karşıladı: “İlgilenirlerse, öğrendiklerimizin geniş kapsama nasıl yayılabileceğini görebileceğimiz bir görüşmeyi IATA ile yapmaktan mutluluk duyarım.”

 

The Load Star

Bu habere ilk yorum yapan siz olun!

Facebook Yorumlar

Yazarlar

Taner AKSOY

Ülkemizde Üniversite Mezunlarının İstidahımı ve Sektörümüzde* Durum

E-Dergi Son Sayımız